30 Nisan 2013 Salı

İlk before / after çalışmam :):):)

     10 yıl önce Sevgili Teyzemin bize hediye etmiş olduğu bu süs bahçe masasında kullandığımız ve devamlı dışarda kaldığı için bir hayli yıpranmış görününen bir eşyamızdı..Bahar ile birlikte yapılan değişiklik ve devam eden tadilat vb şeyler sonucunda bunada el atalım dediğim objelerden birisi.Taş boyamada kulandığım akrilik boyalarımla bir güzel boyadım kendisini.Yıllara meydan okuyan bu masa süsü , yeni haliyle epeyce bir süre daha eşlik edecektir bize :) 





       Bahçe masasında çekmiştim önceki halini ama gün boyu misafirlerimizin olması , yemek içmek , çaylar , kahveler  derken akşam bitti boyama faslı o yüzden içerdeki masada çektim son halini.Bu direkt boyadığım hali üzerine vernik sürdüğümde daha canlı bir görüntü ve boyasıda daha dayanıklı hale gelecektir.Teyzemde bizdeydi o gün ve boyamadan sonra acayip mutluydu.Misafirlerimizin hepsi bayıldılar son haline..



Sizce nasıl olmuş bu değişiklik :)))


29 Nisan 2013 Pazartesi

Çamaşır suyu lekesi olan elbisemi boyadım:)

      Geçen hafta yazlıkları çıkartırken birde baktım ki elbisem duruyor:)) Aaaa ben bunu atmamışmıyım diye söylendim kendi kendime.Havalarda ısındıkça acaba napmalıda bunu giyilebilir hale getirmeliyim diye geçirdim içimden.Kumaş lacivert üzeri beyaz puantiyeli bir kumaştı.Çamaşır suyu lekeside bariz ben burdayım diye bas bas bağırıyordu.Kumaşın tonunun tutturmak belki zordu ama en azından bariz burdayım diyen  çamaşır suyu lekesinin çenesi kapatılabilirdi diye düşünerek akrilik boyalarla boyamaya karar verdim :) Zaten elbise şu haliyle kullanılamazdı kaybedecek birşey yoktu ve biran önce denenmeliydi deyip sıvadım kolları.



         Lacivert boyam yoktu, mavi ve azıcık siyahı karıştırarak lavicerti yakaladım.Ve çamaşır suyu lekesi olan yerleri güzelce boyadım.Resimlerde çok yakın çektim bariz belli olsada.Elbise giyildiğinde boyalı kısım kayboluyor ve seçilemiyor adeta.Ama çamaşır suyu lekesiyle giyildiğinde çok net göze batıyordu, kaybolmuyordu.Şimdi elbisemi gönül rahatlığıyla kullanabiliceğim.Boyadıktan sonra giyip annemin karşına geçtim.Anne bir baksana elbisemde bir tuhaflık var mı dedim.Aramızda 5 6 adım vardı.O da yoooo, sadece bir ütüle istersen dedi:) Sonra boyadığım yerleri gösterince aa evet şimdi fark ettim.Ama sen söylemesen hayatta fark etmezdim dedi.Amaçta tekrar kullabilir hale getirmek değilmiydi zaten :) Bu yazıyı okuyup , bu elbiseyi üzerimde görenler lekeyi arayacaklar elbet :)))) 

Ama ne mutlu bana ki birşeyi atmak yerine,  tekrar kullanılabilir hale getirdim :)(:




Sizinde varmı çamaşır suyu kurbanı olan çok sevdiğiniz kıyafetleriniz????


28 Nisan 2013 Pazar

Taş boyamaya devam :)

       Taş boyama hobim büyük bir heyecanla devam ediyor ve ortaya çok şirin şeyler çıkıyor:) Bu kez penguen ve kelebek katıldı değişik olarak aramıza.Taş boyamak benim için büyük bir keyif ve beni acayip rahatlatıyor , dinleniyorum ve sonuçta ortaya çıkan şirin şeylere baktıkçada mutlu oluyorum.Pengueni boyadım sonra kuruyunca silikon tabanca ile altına ayaklık olabilecek bir taş yapıştırdım, masaüstünde kullanılabilecek çok şirin bir süs oldu :) Bu arada bende vernik , cila vb. malzemeler olmadığından kuruyan taşlara şeffaf oje yani parlatıcı sürdüm.Boyalar daha canlı görünsün ve yıpranmasın diye ;)





Size nasıl olmuşlar ???

25 Nisan 2013 Perşembe

Milföy hamurundan paçanga böreği :)


             Paçanga böreğini çok seviyorum ben...Eğer canınız çok fena paçanga böreği çektiyse evde yufka dışında tüm malzemeler varsa ve çıkıp yufka alma şansınız yoksa milföy hamurundan paçanga böreği macerasına atılabilirsiniz.
           Tadı harikaydı ama hamuru parçalanmasın diye yufka kadar inceltme şansım yoktu.Paçanga böreğini heryer güzel yapamıyor.Milyof hamuruyla olmasına rağmen harikaydı ...Hamuru açabildiğim kadar açıp , hazırladığım içten koyup sardım ve kızgın yağda pişirdim, afiyetle yedikkkk:))))))




Malzemeler;

Domates
Biber
Kaşar Peynir
Pastırma
Tuz 
Karabiber


Bu  malzemelerle normal yufka ile yaptığınızda enfes bir börek olacağını tahmin ediyorum.Karışım zaten çok lezzetli kaşar peyniride bol koyarsanız harika bir börek olacaktır.Afiyet olsun :)


22 Nisan 2013 Pazartesi

Fermuardan bileklik :) | DIY

        Fermuardan bileklikler çok hoşuma gitmişti.Hemen yapmalıyıp deyip fermuar ve aksesuar alıp başladım.Çokta kısa sürdü.İstediğiniz renklerde metal fermuarları alıp kenarlarını düzgün ve tam metal kısımdan sıfır olacak şekilde kesiyoruz.Daha sonra fermuarın iki ucuna halkaları takıp , klipsleri bağlıyoruz.Ekleyeceğimiz aksesuarada bir halka geçirip klipslerden birinin yanına geçiriyoruz hepsi bu kadar.Aslında adım adım resimlerini annemin telefonu ile çekmiştim.Ama sevgili annem resimleri aldığımı düşünerek silmiş telefonundan :) Bir dahakine yine çeker eklerim.

  Esasında  çok çok zor bir yanı yok fermuar kenarlarını makasla kesiyoruz.Ve karga burnu ile aparatları takıyoruz hepsi bu.En önemli püf nokta ise fermuarları kestikten sonra kenarlarını çakmakla hafif ayarda yakmak.Yoksa kenarlarından açılan iplikler kötü bir görüntü oluşturuyor.Birde tam bileğe göre fermuar alınmalı ucunada klips falan eklenince biraz daha uzuyor çünkü.Çok bol olmayan daha hoş duruyor.Ben üç boy alıp denedim.En güzeli bileğime oturan oldu.


Yaptığım yukarda ki bilekliklerin ikisi arkadaşlarıma hediye edildi.Bunlar çakmakla yakılmamış halleri.Yakıldığın da o kenarında çok daha hoş oluyor.Bence çok şık.Bu tarz bileklik sevenlere tavsiye ederim.





Fermuarlar hazır, sırada bu bileklik var.Bu çok daha şık bence.



18 Nisan 2013 Perşembe

Antep fıstığı kabuklarından kolye :) | DIY

           En sevdiğim kuruyemiş olan antep fıstığını bu ara yine biraz fazla tüketiyorum.Baktım bir sürü kabuk , çöpe gidiyor :) Acaba bunları nasıl değerlendirsem diye merak edip internette biraz gezindim.Kapı süsü, anahtarlık,vb şeylere rastadım.Beni en çok cezbeden şey bu kolye oldu.Siyahlı grili tonlara ihtiyacım vardı  bu yüzden ben bu renkleri tercih ettim.Eğer sizler yapmak isterseniz dilediğiniz renkleri kullanabilirsiniz.



Malzemeler;

Antep fıstığı kabuğu
Boya (akrilik boya veya oje )
Silikon tabanca
Misina
T kolye klipsi
Makas
Sünger kağıt, keçe, karton vb. (yapıştırılıcak tabaka için)



Önce antep fıstıklarını yiyoruz :)

        Sonra renklere karar verip başlıyoruz kabukları boyamaya.Beyaz, siyah ve gri renkleri tercih ettim.Ben oje ile boyadım.Akrilik boyada kullanılabilir.Gri ojem olmadığı için sprey boya kullandım.Sprey boya pratik ama inanılmaz geç kuruyor. Oje daha iyiydi o açıdan.Bu arada ben kabukları boyayıp 1 gün beklettim.Ertesi gün yapıştırma işlemini yaptım.Tam kurumadığından ele yapışıyor, ve kabuklardaki pürüzsüz görüntü bozuluyordu.En iyisi ertesi gün yapmalı dedim ve sizlere de tavsiye ederim.Çünkü boyama işleminden 3 saat sonra baktığımda hala tam kurumamıştı...


        

     Sünger kağıttan kesmiş olduğum şekil üzerine silikon tabanca ile yapıştırmaya başladım.İstediğiniz şekilde kesip gönlünüze göre yapabilirsiniz.Sünger kağıt evde olduğu için ben onu kullandım alternatif olarak , keçe , karton , yani üzerine kabukları yapıştırdığınızda düzgün durabileceğini düşündüğünüz pek çok şeyi alt tabaka olarak kullanabilirsiniz zaten üzeri kaplandığı için o görünmeyecek.Sadece düzgün durması önemli.Tabakaya karar verdikten sonra kabukları yapıştırmaya başlamadan misinayı yapıştırıyoruz.Bunuda kolye dengeli dursun diye köşelerden ve ortadan geçecek şekilde yapıştırdım.En sonda kolye ucu T'yi misinanın uçlarına bağlayıp düğüm atıp çakmakla erittim fazlalık kısımlarını.Tuhafiyede ki arkadaş misinaya direkt düğüm atılıyor hiç bişey eklemeden de kullabilirsiniz demişti.Bu arada misina yerine zincir ya da kalın ipte kullanılabilir.Tamamen size kalmış, elinizdeki malzemeleri değerlendirmek en iyisi bence:)





Ve yapıştırma işlemi bitti, işte kolyemmmm :)




Nasıl olmuş sizce ?
Bu arada yakında bir DIY kolye daha blogta:)




15 Nisan 2013 Pazartesi

Mind yeşili yüzük | DIY

     Geçen yazdan beri en sevdiğim renk olan mind yeşili renkte  gül küpelerimle kullanabileceğim bir yüzük yaptım.Yapımıda inanılmaz kolay .Bakalım kimler beğenecek.
Malzemeler;
Su yolu Kurdela mı bu ne :)
Yüzük için aparat ve silikon tabanca






    2 parça halde olan kurdelayı birbirine geçiriyoruz.Tamamını bu şekilde geçirdikten sonra , ucundan tutp yuvarlamaya başlıyoruz.Büyüklüğünü isteğinize göre ayarlayıp , uygun gördüğünüz yerde kesip silikon tabancayla birleştiriniz. Yüzük altlığı olan aparatın süzgeç kısmına silikon sıkarak yapmış olduğunuz gülü yapıştırın. İşte bu kadar...

Kolay ve güzel olmuş diyenler kimler :)


14 Nisan 2013 Pazar

Yeni hobi , taş boyama :)


          Uzun uzun zamandır taş boyama işini istiyor ,  fakat hep erteliyordum.İnternettede pek çok yerde şirin taşları görünce daha fazla dayanamadım.Taş boyamak istediğim facebook sayfamda da belirtmiştim geçen hafta içerisinde.Haftasonunu fırsat bilip  artık ertelemiyim dedim. Taş toplamak için adaya gitmeye niyet edip yola çıkmışken annemler aradı ve çok sevdiğim bir ablamıza geçeceklerini söylediler. Benide davet ettiler , epeyce bir düşündükten sonra yine mi başlayamayacağım diye üzülerek annemlere takıldım.Güner ablanın sitede yürüyüşe çıktığımızda taşlara rastladım aman Allahım nasıl sevindim anlatamam. Sonra onun torunun alıp civardaki kırtasiyelerden akrilik boya ve fırça alıp siteye döndük ve başladık taş toplamaya 15-20 civarında taş topladık. Ve hiç taşın üzerine çizim falan yapmadan direkt başladım boyamaya. Hava güzel , çimenlerin üzerine yayıldık ve bu otların arasına bir uğur böceği yakışır diyerekten başladım uğır böceği yapmaya. Çok şirin bir uğur böceği çıktı ortaya. Havanın kararmasına yakın başlamıştık , o yüzden Güner ablanın torunlarına ve çocukların arkadaşları dahil olmak üzere 5 uğur böceği yapıp  eve geçtik.Şimdi sırada bir sürü taş var yeni rollerini üstlenmeyi bekleyen :))))
           Bu taşları tv sehpası veya masalara süs olarak , kapıya tutacak olarak veya magnet olarak kullanabileceğimi düşünüyorum..Başka neler olabilir var mı ilginç fikirleri olan?



Simdilik 20 ye yakın taşım var sizce neler çizeyim , fikirlerinizi bekliyorum...


12 Nisan 2013 Cuma

Filtre Kahve Makinası :)

             Yıllardır çay, ve  kahvenin tüm çeşitlerini  içmeyen ben geçen yıl fal bahanesiyle arada türk kahvesi içmeye başlamıştım.Öyle muptelası olmadım hiç..Yani özellikle kahve keyfi olanlar , hergün kesin bir tane türk kahvesi içenler gibi değilim :) Hala arada içmeye devam.  Türk kahvesi böyle arada içiyorum.Yalnız bu ara filtre kahveyi hergün en az iki bardak içer oldum.% 60 süt %40 kahve bile olsa içiyorum işte :) Arkadaşlardan sen kahvemi içtiğini sanıyosun , kahveli süt içiyosun resmen diye dalga geçenler olsada hiç kahve tüketmeyen ben için inanılmaz bir başlangıç.Hiç ama hiç ağzıma sürmezdim çünkü. Şimdilerde ben bile inanamıyorum kendime.Filtre kahvenin o ağzımda bıraktığı acımtırak buruk tat iştahımı kesiyor ve canım hiçbirşey istemiyor. Böylece kilo vermemede yardımcı oluyor sanırım:)
           Derken iş yerinde iyi hoş eve gidincede canım filtre kahve istiyor.Dedim en iyisi bir filtre kahve makinesi alayım.Uzunca araştırmalar sonucu hem uygun fiyatta, hem filtre sepeti içinde , hemde ısıtıcı özelliği olsun istediğimden BlueHouse BH254 modelinin benim için uygun olduğuna karar verdim.Kahve makinelerinin iyi piyasası varmış bu arada ben  hiç bilmiyordum 40 TL den başlıyor üst limit yok:)))) Çok ciddi rakamlara makinalar varken istediğim tüm özelliklerin bir arada bulunduğu bu makinanın bu kadar uygun olması beni düşündürmedi değil, ama forum sitelerinde okuduğum kullanıcı yorumları ve firmanın 3 yıl garanti veriyor olması almam konusunda ikna edici oldu:)
           



             Fiyat karşılaştırma sitelerinde bu modeli 35 tl kampanyaya buldum ama stok yok uyarısı ile karşılaştım :) En son evconcept Kdv dahil 41.30 tl 'ye buldum.Kargo ücreti ile bana 47 tl ye mal oldu.Ve  ürün 3 iş günü içinde geldi...Evconcept sipariş durumu ve müşteri ilişkileri konusundada gayet başarılı.Siteye girdiğin an sağ altta açılan  size nasıl yardımcı olabiliriz penceresinden her türlü sorunuza anında cevap veriyolar...


Artık evimde de istediğim zaman kahvemi rahatça yapabileceğim için mutluyum :)

Filtre kahve sevenler kimler:)))




10 Nisan 2013 Çarşamba

Tahinli enfes tatlı...

          Daha önce birkaç kez yediğim ve tadına doyamadığım çıtır çıtır hafif bir tatlı.Bir arkadaşımda yiyip acayip beğenmiştim.Normal de baklava ve şerbetli tatlılılarla pek aram yoktur ben sütlü ve hafif tatlıları severim.Bu sütsüz :) yufkadan ama şerbetsiz bir tatlı...Arkadaşlarım gelecekti onlara bu güzel tatlıyı ikram edeyim düşüncesiyle birde ben deniyim dedim sıvadım kolları :) Herkesede tavsiye ederim çok basit hemde inanılmaz lezzetli...




Gelelim tarifine :)


Malzemeler:

Baklavalık yufka
2-3 adet elma
Tarçın
Ceviz veya fındık içi
Tahin
Şeker 

Üzeri için pudra şekeri


Yapılışı;


         Elmaları rendeleyip içine bir tatlı kaşığı tarçın ve göz kararı şeker koydum.Ben genelde ölçülü yapmıyorum.Şeker zaten söz konusu olan,  sizler az ya da çok şekerli sevmenize bağlı olarak şeker miktarını ayarlayabilirsiniz.Azıcıkta su ilave ederek birazcık pişiriyoruz.
            Yine kenarda farklı bir tabakta bir su bardağı tahin ve 1 çay bardağı sıvı yağ ve toz şekeri karıştırıyoruz.Daha fazla yapacaksanız  oranları arttırabilirsiniz.
           Baklavalık yufkayı alıyoruz.Bu yufka oldukça ince ve uzun süre açıkta kalırsa kuruyup çatlıyor bilginiz olsun bu yüzden çıkardığınız yufkayı hemen sarıp , kesip , tepsiye dizmenizi  tavsiye ederim.Tatlıyı sarmaya başlamadan önce tepsiye yağlı kağıt serip hazırda tutarsanız  sardığınız yufkayı hemen kesip , kurumadan yerleştirmeniz açısından kolaylık olacaktır.Ben ilk yaptığımda sardığım yufkaları kenarda biriktirip en son kesip öyle tepsiye yerleştirdiğimden yufkaların çatladığını bizzat deneyimledim.İlk deneyimimden sonra artık tecrübeli olarak   hemen sarıp , kesip, tepsiye yerleştiriyorum. Sonra yeni bir yufkayı sarmaya başlıyorum :)
          1 yufkayı alıp üzerine tayin karışımını sürüyoruz, tüm yufkaya iyice yaydıktan sonra üzerine bir kat daha yufka seriyoruz.Daha sonra iki kat olan bu yufkamızın saracağımız ucuna elma karışımından azıcık koyup , tüm yufkaya bolca fındık döküp başlıyoruz sarmaya.Sarma işlemi ne çok gevşek , ne de çok sıkı olmasın tok bir şekilde sarmanızı öneririm. Sonra sardığımız bu yufkayı şekil 3 teki gibi kesiyoruz. Kimileri yan yan kesiyor şekli size kalmış ben düz kestim.İç malzememiz bitene kadar bu şekilde sarıyoruz. En son fırına vermeden önce üzerlerine bu tayinli karışımdan azcık azcık kestiğimiz dilimler üzerine sürüyoruz. Eğer ki karışımınız yetmezse , üzerine sürmek için çok az daha hazırlayabilirsiniz. Sonra 180 derece ısınmış fırına veriyoruz.Ben çok kızartmadan almanızı öneririm.Çok çabuk pişiyor, gözünüz fırında olsun ben bir postasını epeyce kızarttım.Çok fazla kızarmadan yenmesini tavsiye ederim.Ve enfes tatlı hazır.Soğuduktan sonra üzerine pudra şekeri serpip servis edebilirsiniz.Bu kolay ve leziz tatlıyı şiddetle tavsiye ediyorum:)) Afiyet olsun...



Sevde ve Esengül bize gelemeyecekleri için bu lezzeti kaçırdılar :))))

9 Nisan 2013 Salı

Sünger kağıttan magnettt :) | DIY

          Sünger kağıttan çok güzel şeyler çıkıyor ortaya.Ben kişiye özel hediye hazırlamayı seviyor ve özel buluyorum.Bu magnetin hikayeside değişik.Çok sevdiğim bir arkadaşıma doğum günü hediyesi olarak birşeyler almıştım ayrıca birde buzdolabının üzerinde eşiyle birbirlerine not bırabilecekleri Çağrı ve Tuğçe isimli iki magnet hazırladım.İnanılmaz beğenmiş ve çok mutlu olmuştu.      

          Geçen gün ona  gittiğimde resimlerini  çektim ve post yazmaya karar verdim.Kendiside bana , benim için yaptığı baykuş ve fare magnetleri hediye etti.İkiside inanılmaz güzel.Ellerine sağlık canım arkadaşım benim.Gayet yetenekli bu konuda inanılmaz güzel yapmış ikisinide.Ve benide acayip mutlu etti...




           Sünger kağıdı ben kalıp kullanmadan düzgünce kesebiliyorum.Sizler dilerseniz çocuk boyama kitapları, ya da intetten ve ya kitap gazete gibi kaynaklardan beğendiğiniz resmi kalıp olarak kullanabilirsiniz.Sünger kağıdı kesip silikon tabancayla yapıştırıyoruz.Arkasına ve ortaya gelecek şekilde mıktanısı yapıştırdığımız da magnetimiz hazır. Benim bu magneti yaparken evde mıktanısım yoktu.Annemin katıldığı nikahlardan  hatıra olarak sakladığı nikah şekerlerinin olduğu bir sepeti var.O sepette herhangi bir nikah şekerinin arkasındaki mıknatısı alıp kullandım.Aklınızda olsun:))) 


Bu arada bende de midye kabukları var magnet için, kimler fare magnet istiyor el kaldırsın :))))


7 Nisan 2013 Pazar

Dikenli incir , tropikal tat :)))

          Geçtiğimiz haftalarda baharın gelişiyle ısınan havaları görünce iş yerinde öğlen yemeğinden sonra arkadaşlarla kahve molası verdik.Açılışı yaptık artık her öğlen kahve faslı: ) Bu  esnada gözümüze takılan kaktüs meyvesi olan dikenli incir tam olgunlaşmamış olmasına rağmen bize kısmet oldu :) 
      İlk kez Antalya'da tattığım dikenli incir,  kaktüs ağacı  ve dikenlerin arasında adeta sır  bir lezzet. İnanamadım yediğimde, tropikal bir tat...Olgunlaşmış dikenli incir sarı ve turuncu renklerde oluyor. Meyvesi çok güzel ama dikenlerinden dolayı soyması baya zahmetli.Yazlık yerlerde soyulmuş ve buzun üstünde satılıyor genelde.O sıcak yaz günlerinde tropikal tadı ve soğukluyla biraz serinletiyor yiyenleri.Tatmayanlar  için denk geldiğinizde denemenizi tavsiye ediyorum...
             Gelelim bizim incire , olmadığını bildiğimiz halde benim ve aramızda daha önce tatmış olanların tecrübesiyle alıp yemeye karar verdik.Arkadaşlardan soyup servis konusunda deneyimli olanların yardımıyla ham haliyle yedik     bu senenin ilk dikenli incirini. Aslında buda şöyle oldu geçen yaz görüp yiyelim deyip unutmuştuk.Bu senede ya unutursak diyerekten ilk gördüğümüz inciri kopardık :))))) Ham olduğu için çok mayhoş bir tadı olacağını düşündüm ama mayhoş değildi.Tatlı da değildi.Daha olmamış tatsız tutsuz birşeydi :) Bahsettiğim gibi ham olduğu için rengide sarı veya turuncu değildi henüz,  mor gibi bir rengi vardı. Kestikten sonra gördük ki içi daha da canlı bir renk. O rengi görünce doğal gıda boyası bu yaaaa acaba  bununla neye renk versem ki diye düşünmedim değil :) Sizce neler renklendirebilir var mı bir önerisi olan?

Yaz gelsede yesekkkk :)) Antalya , Bodrum ve Ege'de sık sık karşılaşmak mümkün. İstanbul'da ise Adalara geliyormuş diye duydum tatmak isteyenler adalarda bulabiliriz belki bu yaz :)))


İşte bizim dikenli incir ve başına gelenler :)


Bu da olgunlaşmış lezzetli bir dikenli incir görüntüsü.


Daha detaylı bilgi için , meraklısına....

           Adana ve Mersin'de kayalık arazilerde kendiliğinden yetişen, bu yönüyle tamamen organik bir meyve.
  Botanik adı Opuntia ficus-indica‘dır. Pek çok türü bulunan kaktüs bitkisidir. 5-10 cm uzunluğunda, kırmızı, sarı, turuncu renklerde kabuğu olan etli bir meyvesi vardır.
C vitamini yönünden oldukça zengin olan bu meyve, bağırsakları çalıştırma ve açlık hissini bastırma özelliği ile diyet yapanların gözdesi bir bitki. Genelde soğuk olarak tüketilen, bu nedenle satıcıların buz parçalarının üzerine serdiği, dikenlerinin yoğunluğu nedeniyle soyarak satışa sunulan dikenli incir, her yaş grubunca tercih edilebiliyor. Kıraç alanlarda, kurak ve kireçli topraklarda yetişen, anavatanının ise Güney Afrika olduğu bildirilen dikenli incir, halk arasında Hint inciri ve Frenk inciri olarak da biliniyor.
Dikenli incirin hiçbir hormon ve katkı maddesi olmadan, doğada kendiliğinden yetişmesi nedeniyle tamamen organikdir.


Tropikal tatları sevenler, yiyenler ve tavsiye edenler kimler yorumları alayım :))))


2 Nisan 2013 Salı

Fırında somon ve balık çorbası :))))


Haftasonu sevdiklerimizle beraberdik.Bize akşam yemeğine geldiler.Ne yapsak, ne yapsak diye düşünürken annem  fırında somon yapalım dedi. Fırında somonu acaip severek yiyoruz hem çok kolay, hem çabuk  pişiyor , hemde acayip lezzetli bir balık.Sadece üzerine limon ve top karabiber ekleyip fırına veriyorsunuz bu kadar.Bu arada hep siyah top karabiber kullanıyorduk annem aktarda beyaz karabiber görmüş ve merak edip almış bu kez ikisinide kullandık.Pek bir fark yok renk olsun derseniz aklınızda olabilecek bir altarnatif olabilir.Karabiber de fırında kıtır kıtır inanılmaz güzel oluyor.Kesinlikle tavsiye ediyorum.Neyse balık yapmaya karar verince bende balık çorbası yapayım madem öyleyse dedim bol balıklı bir akşam oldu.Balık çorbasını ilk duyduğumda ııyyy  balık çorbasımı demiştim sonra ilk ailecek Yalova'ya gittiğimizde orada bizimkilerin devamlı gittiği salaş ama usta bir balıkçı restorantında tatmış ve acayip beğenmiştim.O günden sonra balık çorbasını severek yemeye başladım.Herkes aynı lezzeti yakalayamıyor ama genel olarak sebze çorbası gibi fena olmuyor.Eğer güzel yapan bir yerde yediyseniz kesinlikle ikinci kaseyi içmek isteyebilirsiniz.Dediğim gibi artık balık çorbası yiyen ben haydi birde yapayım dedim ve çorbayı ilk kez yapmama rağmen inanılmaz beğenildi.Çorbanın beğenilerek içilmesinin bana yaşattığı mutluluğun tarifi yok:)) Ama çorbanın tarifini paylaşacağım sizlerle....



Balık çorbası için malzemeler;

Somon balığının ortası (Balıkçı temizlerken ortasını isteyebilirsiniz ,istemediğiniz sürece vermiyorlar :) )
Yarım kereviz
Küçük bir patates
Küçük bir havuç
1 yumurta 
Limon
Dereotu
Tuz
Yapılışı:
Farklı balıkta kullanabilirsiniz biz somon tercih ettik.Balığı haşlayıp, suyunu süzüp,kılçık kalmayacak şekilde temizliyoruz.Sonra küçük parçalara ayırıyoruz.Bunlar bir kenarda bekliyor.
Patates ve havucu dilerseniz küçük küp küp doğrayabilirsiniz ama kerevizi rendelemenizi öneriyorum.Ya da hepsini rendeleyebilirsiniz.Bunları suda haşlıyoruz.Sebzeler pişmeye yakın hale geldiğinde balıkları ekleyip birazda öyle kaynatıyoruz.Daha sonra ayrı bir kasede yumurtaya sıktığımız limon suyunu ilave edip iyice çırpıyoruz.Kaynayan çorbamıza ilave edip karıştırıyoruz.Bu esnada ocağın altını açıp hızlı bir şekilde karıştırırsak yumurtanın top top olmasını engellemiş oluruz.Daha sonra tuz ilave ediyoruz.Çorbayı azıcıkta bu şekilde kaynatıyoruz ve pişip servise hazır hale geliyor.Kenarda kıyılmış dereotunuda üzerine ekliyoruz.Dereotunu dilerseniz servis esnasında tabağada ekleyebilirsiniz.Ama tencerede çorbanız kalırsa kesinlikle onuda dereotuyla tüketin derim.Dereotu ayrı bir lezzet katıyor bu çorbaya.Afiyet olsun :))))

Balık çorbasını denerim diyenler,yorumları bekliyorum :)